Gaziantep

Antep, güzel Antep. İnsanı güzel Antep. Tabii kentte kalan gerçek Antepliler bulursanız. Gerisi yaramaz, kent göç almış, yerlisi büyük şehirlere göçmüş, yerini köylerden gelenler doldurmuş, apayrı bir sentez olmuş. Sokaklarda yüyürken anlıyorsunuz kim Antepli kim değil.

Kenterler, Dormen önce İstanbul’da sonra Antep’te oynarlarmış oyunlarını. Garden party’ler olurmuş. Her partiye özel gece elbiseleri dikilir, hepsinin ayrı aksesuarı olurmuş, hepsi İstanbul’dan getirtilirmiş. Balolara tuvaletler, uzuuun eldivenler takılırmış. mış, miş.

Kent değişmiş, her yerde olduğu gibi, tarihi doku yenilenmiş, bana sorarsanız fazlaca yenilenmiş. Sedef kakmacılığı, kutnuculuk, bakırcılık, zurnacılık gibi el sanatlarından geriye azı kalmış, baklava, kebap dersen durum başka. Yemek gurur meselesi Antep’te. Bunu bilmeli herşeyden önce.

Bir Antepli’nin kendisi için aldığı baklava, misafire ikram ettiği baklava, hediye götürdüğü baklava ayrı diye bir hikaye bile duydum. İşletme sahipleri ağızbirliği etmiş gibi şunu diyorlar, Antep’te herkes gurmedir, ne yediğini bilir, onun için önce onların beğenmesi gerekir. Hem baklava hem kebap için bu böyle.

Eskiden olan “zerzevatı tepsiye koydum, kasaba verdim, fırın da bunu lahmacun yaptı“lar şimdi azalmış. Öğle yemeklerini lokantalarda, kebapçılarda yiyor yerli. Akşam yemeklerinde ise daha turistlerin bildiği rağbet ettiği yerler dolu, diğer ufak kebapçılarda daha az iş oluyor, bir işletme sahibinin dediğine göre hala yemeklerin fırına yollanması veya lahmacun gibi bereketli yiyeceklerin hazırlatılıp, evlerde yenmesi devam ediyor. Tabii Antepli kadınların evde yoğun yemek pişirme maratonunu da unutmamak lazım.

Evlerde yenen yemekler çarşı yemeklerine göre değişiklik gösteriyor. Çarşıda kebap, köfte, çorba, baklava gibi yiyeceklere bağlı bir tüketim varken, Evlerde mevsimine göre yemekler o güzelim bakır tencerelerde kaynıyor.

Antepli hanımefendilerin alışveriş alışkanlıkları ise pek latif. Herkesin bir aile kasabı, manavı, fırını var. Evin hanımı telefonla siparişini veriyor. Eve ne istediyse hemen hazırlanıp gönderiliyor. Evin hanımı beğenmezse geri gidiyor, yenisi geliyor. Kasap ve manav ise, yemeğe göre sipariş ile de çalışıyor mesela, ne yemeği yapacağını söylüyor evin hanımı, kasap onun etini hazırlıyor. Örneğin ayvalı taraklık pişireceğim diyor, eve ona göre  kuzu pirzola ve et suyu için kemik gönderiliyor. Kasaplık hala yaşayan zanaat.

Pazara gitmek, gidip kasapta sıra bekleme filan yok. Pazar deyiverdim, hepsi neredeyse bizi misafir edenlerin, dudak büktü, ağız doladı. Fırını arayıp, misafirim var, ona göre ekmek yolla diyorlar. Hanımlık heryerde aynı değil. Antepli hanım olmak pek ayrı.

Antep’e metiye dizmek kolay, onunla ilgili yazı yazmak da. Bu ilki olsun, bal çalmak olsun. Bir tane de komik Antep manisi olsun:

Kara tavuk olmadın mı
Dallara konmadın mı
Şebek yüzlü kaynanam
Sen gelin olmadın mı