Yaz Okuması
5.7.2014, RADİKAL
Cafe Fernando
Bu kitaba yanağımı dayayıp uyumak istiyorum!
‘Senin yüzünden pasta yapacağım..’ telefonun diğer ucundan bir kahkaha koptu. ‘Sen hiç yapmıyorsun değil mi pasta…’ O sakin huzur veren sesiydi Cenk’in. Beğendin mi dedi kitabı, ne denir ki böyle kitaba. Beğenmemek elde mi? Haddime mi!
Yıllardır severek takip ettiğim, blogu Cafe Fernando sayesinde, hayatıma girmiş o güzel insanın hikayesiydi bu kitap, en içten haliyle, Cenk’in ta kendisiydi.
Elime aldığımda kitabı ilk defa bir ezber bozdum. Sayfalarını karıştırmadan, ilk sayfadan okumaya başladım. Sayfa sayfa, taa ki tariflerin gözünüzü korkutmasına izin vermeyin ile biten ön bilgilerin sonuna kadar. Sonra kafamı kaldırdım, şehrin ışıkları yanmış, ruhum duymamış. Etrafa bakınıp kafamı önüme eğdim tekrar, kurabiye bölümü vardı önümde. Tehlikeli sulara girmek üzereydim. Tariflerin yapılışına kadar okuyup takip eden tarife geçtim. Hikayeler, çikolata, brownie derken…
Derken… Bir tarif kitabıydı bu aslında, ama bana verdiği his kalkıp mutfağa veya markete koşmak, malzeme alıp, pişirmeye başlamak değil, daha fazla okumak ve hikayelerin ve tanımlamaların içinde kaybolmak oldu. Canım yeniden Altın Kızları seyretmek istemişti hem. Cenk’in kitabında yazdığı çikolatalı dondurma dolu buzluk yoktu belki zaten evde, en tatlı şey şu an Salihli kirazıydı. Yapacak birşey yoktu, kitabı yiyemeyeceğime göre… Şöyle koltuğuma daha bir gömüleyim ve kirazları atıştırırken, kitabın sayfalarını bir bir çevirip, daha çok okuyayım. Derken öyle yaptım.
Her yemek yemeyi, tatlı pasta pişirmeyi sevenin, hatta sevmeyenin bile elinin altında olması gereken bir kitap bu. Teknik olarak öğrenebileceklerinizin yanı sıra, en önemlisi tarifi birebir uygulayıp, o fotoğraflarda gördüğünüz şaheserlere ulaşmak mümkün, mümkün ama Cenk’in de belirttiği gibi: malzemelere, ölçülere ve ekipmana sadık kalmak şartıyla, sonra o fotoğrafta gördüğünüzle alakasız birşey çıkabilir ortaya, kızmayın sonra Cenk’e!
Ve, evet, sanırım ben bile bir tarif yapacağım bu kitaptan! Yapmazsan, çatlarım!
Cafe Fernando
Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun
Cenk Sönmezsoy
Okuyan Us, Mayıs 2014
—
İçindekiler
İçinde en iyi malzemeler var…
Bir gün önce çıkmıştı kitap, sabah ilk soluğu YKY’de aldım. Tezgahın üzerinde duruyordu, siyah ve göz alıcıydı. Elime alıp hemen karıştırmaya başladım.
Cemre karşılaştığımız seferlerde, müjdelemişti kitap yazdıklarını Begüm ile, her seferinde de zaman sorar olmuştum ona, hadi, ne zamandı!
Sevgili Cemre Narin ve Begüm Atakan’ın kitabıydı elimde tuttuğum. İçindekiler, siyah kapağı ve Ahmet Ağaoğlu ve Yıldıray Çan’ın fotoğrafları ile dikkat çekiyordu, merak uyandırıyordu.
İki şehirli kadının bir bağırışıydı bu kitap! Ne kadar şehirli olsak da, biz malzeme takıntılıların çok iyi anlayacağı, elimizden geldiğince en iyi malzemeyi bulup mutfağımızda kullanmamıza ve o malzemeye yazılan bir methiyeydi. Ve, o malzemeyi bulduğunda da onu ön plana çıkartarak, onun çevresinden yazılan tariflerden oluşuyordu, İçindekiler. Kendimi bulduğum sayfa ise bunları okumadan asla oldu, zeytinyağı sızma, tavuk serbest dolaşan, balık da mevsiminde, ve sürdürülebilir olandı. Şaşırtmadı, zira onlarla aramızda malzemeye yaklaşım konusunda hiç fark olmadığını biliyordum.
Tariflerin uygulanması kolay olan dille, basit anlatımlarla yazıldığı, hazırlaması keyifli yemeklerden oluşan bir listesi var kitabın. Bir fikir kitabı ayrıca, onların da alt başlıklarında belirttikleri gibi. Malzeme üzerinden bölümlere ayrılmış olan kitap, yemeklerle harika menüler de yaratılmasına ön ayak oluyor.
Bence mutfağa yeni girenler için malzemelerin uyumları konusunda onları fikir sahibi yapacak, hep aynı yemeği yapanlar için ise başka başka uyumlara pencereler açacak, bu kitap. Ancak fotoğrafların büyüsüne kapılıp, bölüm başlarını okumadan tariflere geçmeyin derim, okuyun ki, malzemeye hakkını daha çok verin!
Malzeme; taze, sade, mevsiminde! Kaleminize sağlık!
İçindekiler
Tarif ve Fikir Kitabı
Cemre Narin, Begüm Atakan
YKY, Mayıs 2014
Fotoğraflar için Cenk Sönmezsoy, Cemre Narin ve Begüm Atakan’a teşekkür ederim.