Çok iyidir, İstanbul’un en iyisidir dedi konuştuğum birsürü insan. Tabii ki denemek için gittik. Ama tahminlerimizin çok altında çıktı.
Hayatımın hikayesi!
Ukalalık değil, olması gerekeni bilmek!
Değişik blogları okuyorum, değişik yorumları ve yerleri de, denemek için yollara da düşüyorum. Denemeler sonucu çoğunlukla hayal kırıklığına uğruyorum doğrusu.
Bir yemeği yorumlarken mesela pişirme yöntemlerini, malzeme uyumlarını, mesela etin hangi parçasının ne oranda kullanılması gerektiğini bilmek gerek. Ben beğendim veya beğenmedim diye bir yorum olamaz. Kötüydü diye de.
Yemek kriteri olmak bir gecede gerçekleşmez doğrusu.
Her blogu olan yemekçi de olamaz kimse kusura bakmasın!
Herkes yemek yazarı da olamaz.
Hatta doğruya doğru bütün gidilen restoranların yıldızı 5 üzerinden en az 3.5 da olamaz. Bu gerçekten iyi işletmelere, hakkıyla yemek pişiren ve hazırlayan aşçılara haksızlıktır.
20 küsür yaşında daha damağı ve burnu yeni gelişmeye başlayan, deneyimi kısıtlı kişilerin ünlü dergilerine yemek ve mekan eleştirisi yapması da saçmalıktır.
Devam ediyorum hatta “gurme” bir meslek değildir!
Kusura bakmayın ama ben gurmeyim diyen bir insan bence görgüsüzün en başta gidenidir!
İşte Türkiye’de yemek sektörünün özeti, sahnedeki durum!
Kuliste ise işi yapan gerçek sanatçılar ve kahramanlar var. Bilgili, deneyimi olan, konuşunca birşeyler öğrenebildiğiniz gerçek insanlar; balon gibi patlamayan…
Benim için kral çıplak ve hep öyle kalacak!