Ne cüretkar bir sebzedir enginar. Akıl sır erdiremiyorum!
Zeytinyağında pişerken ayrı, dolaba koymadan yenince ayrı, yediğiniz an ayrı, yedikten sonra ise apayrı bir tat, bir çoşku bırakan ağızda. Tüm duyularına hitap eden bir sebze.
Bayrampaşa enginarı çıkmış. Kutlamak amacı ile 4 enginar aldım Recai Usta’dan. Başka kimseden almam ben enginarımı. Bu sefer değişiklik olsun diye de soydurdum, saplarını üzerinde bıraktırarak.
Genelde tüm alırım enginarı, işlettirmem, kendim eve geldiğimde karar veririm ne yapacağıma ve büyük ihtimalle yapraklarını da emeceğimiz için, ona göre ayıklarım. Buharda hafifçe ön pişirme yaparım bazen ve üzerine zeytinyağı, tuz, karabiber ile birlikte fırına verir, biraz kızartırım.
Çoğunlukla- sarımsaklar da eklenir, limon da sıkılır üzerlerine.
Ama bugün ayrı, bugün yeni çıkan soğan, limon, tuz ile çok kısık ateşte, çok azıcık su ile pişirdim.
Ben sevmem garnitürü.
Hayatımın özeti. Sade ve basit!
Sade ve basit olduğu gibi, gerçek; süslenmiş değil.
Üzerine dereotu doğramadan, soğumasını beklemeden, buzdolabına girmeden indirdim bir tanesini mideye.
Yerken bir çığlık atmadığım kaldı, hazdan. Gözlerim fırıldadı yerlerinden çıkarcasına.
basit şeyler beni bağlayan, bir enginar, bir sap, bir kadeh beyaz şarap.
basit.