çok güzel ve huşu içinde bir haftasonundan sonra, haftaya hala burnu akar biçimde başladım. Ben önemli değilim, küçük kedim benden hastalık kaptı. Kedilere de ilaç vermek çok zor olduğu için – hele de burun damlası – sevgili veterinerimizin yolunu tuttuk. Şimdi bana hafif küs Tokom ama hapşırmıyor en azından. İki gün daha küsecek bana.
İki tane domiz sosisim kalmıştı, tazesinden. Patates, soğan, sarımsak, büyük bir demet yabani pırasa, hardal tozu, paprika ve iki üç yaprak lahana ile pişirdim. Bubble and squeek’e benzedi. Yanında bol hardal ve bir bardak Tekel birası ile mütevazi ve sıcak bir akşam yemeği oldu.
Açık Radyo dinlerken de fotoğraflarımla oynadım ve biramın ikinci bardağını yuvarladım. Cem Karaca’nın sesini duydum çokça bugün hem. Ne kadar zamanının ilerisinde bir insandı.
Olabildiği kadar sakin bir Pazartesi.
Hatta kolestrolüm de düşük çıktı bugün tahlillerde. Yani daha önceki değerlere göre. Normal insanlara göre değil. Bana göre düşük! Sanıyorum sporun etkisi bu.
Bu ay bitmeden bir bebek katılacak dünyaya.
Bu ay bitmeden daha iki buçuktan fazla haftadan oluşan gün yaşanacak.
istanbulfood.com‘a bir sürü güzel, leziz yerler bulunacak. Bulunanlar, bilinenler kaleme alınacak..
Konsere gidilecek.
Gene fotoğraf, çok çok fotoğraf çekilecek. İyi ki!
Hem belki bu ay bitmeden nezlem de geçer.