bir arild andersen konseri, vijay iyer trio, múm konseri, ilk kış çorbası, soğuk havaların başlangıcı, bianel, lüfer bayramı, kışın ilk humusu geçti yazı yazmamın üstünden…
bu yıl nasıl geçti, bu ay nasıl geçti, akademi açılıyor, eğitimler durmaksızın son hızla ilerliyor, workshoplar kurgulanıyor, inşaat hızla ilerliyor, kitap ise bitti bitecek…
babylon’un yanısıra başka bir dergide de kasıntı olmayan iki sayfam oldu, her ay mı yazarım bilmemekle birlikte, ilk yazıyı yazarken oldukça eğlendiğim doğrusu.
wild beasts’e fena takılmış durumdayım, loop the loop, rich a bit further, we’ve still got the taste dancing on our tongues beni başka yerlere götürüyor, ne o kalabalığı görüyorum, ne trafik umurumda oluyor, ne de başka birşey…
homer’e ısmarladığım kitaplarımın küçük bir kısmı geldi. 3 koli diyeyim. kitap olunca konu taneyle ısmarlayamıyorum. pandora’ya da verdiğim siparişler de yavaştan gelmeye başladı. önümüzdeki iki yıl boyunca sanırım bunları ödemekle geçecek. ne yapalım, a girl has to eat!
seyahatler başlayacak gene, sevdiğim yerlere kısa, uzun seyahatler… havaalanları, son dakika alınan kitaplar, dergiler, kötü uçak yemekleri…