Bir alışveriş listesiydi ve komiktir ki liste içinde kalarak artı bir bonus hakkımı da kullanarak 4 malzeme ile eve döndüm.
Kişniş herşey içindi.
Ekmek haftalık; bir ekmeği bir haftada bitirebiliyoruz.
Balık ise bugüne.
Bir tane palamut aldım, bir tane de çipura.
Palamut fileto olarak pişecek, üzerine ise kişniş ve sezonun son domatesleri ve yeşil domates ile hazırlanmış, pişmemiş bir ufak sos ile yenilecek, ezmemsi bir salata kıvamında.
Kişniş, domates ve tuz. Hepsi birden minik hale gelene kadar doğranacak. Beraber doğranıp tatları ve kokuları birbirine karışacak, belki de bir bilemedin iki – fazla değil- sumak ekşisi eklenecek. Aslında lime – misket limonu diye biliniyor- olsa daha çok yakışır diye düşünüyorum.
Balkonda yazıyorum bu yazıyı, dün başlayan okul ve gencecik öğrencilerimi düşünüyorum. Hayatın başındalar, daha üniversiteli olduklarını anlamasalar da. Derse katılmaları için zorluyorum, konuşsunlar ve düşünsünler istiyorum.
Balkon masasının üzerinde Toko oturuyor, kuyruğu yer çekimine karşı koyamamış. Bir yerlerden çamaşır yumuşatıcı kokusu geliyor, geç asılmış çamaşırlar gece rutubetinden kuruyamayacaklar bir türlü…
Ölmekten ve böcekten kurtardığım sakız sardunyam pembe çiçekleri ile sanki bana minnettarlığını gösteriyor.
Kuşlar kanatlanınca kedimden garip sesler çıkıyor.
Gülümsetiyor beni.
Bir evin sağ ve sol tarafından denizi görüyorum, açık bugün hava, deniz kendini gösteriyor, rüzgar öğle sıcağını temizlerken…