enginar

hiç sevmeyen, hayatında enginar yemeyen sevgili arkadaşım berkay’a bile enginar yedirdikten sonra…

nerden geldik buraya, baştan alayım. geçen hafta berkay ve derya’nın evinde misafirdim, izmir’de. misafir umduğunu değil bulduğunu yer, bizim için geçerli olmadı. misafir gibi hissetmediğim için de onlara yemek yapmak istedim. ve böylece akşamları, tüm gün yemek-içmek-gezmek’ten döndükten sonra dinlenmek için kendimi mutfağa attım. malzeme bol, mevsim doğru daha ne olsun. bir sürü yemek yedik, ama enginarlar… ah o enginarlar, tanesi bir lira 6 tanesi beş lira olan enginarlar. tam kuzulu enginarlıktı.

dolmalık hazırlar gibi temizleyip uzunlamasına dörde böldüm. tanımadığım bir kasap ile uzun bir sohbet geçirerek iki kerede hazırlattığım ama gene de burun büktüğüm kuzu gerdan ile pişirdim. bol taze sarımsak, limon kabuk rendesi, sızma zeytinyağı ile… evde yaptıklarım daha iyi oluyorsa da, onlar pek beğendi, hatta evde kuzulu enginar olmasına inanamadılar…

izmir’in pazarlarını, esnaf lokantalarını, her köşebaşı satılan mini kum midyeleri ve diğer lezzetlerini istanbulfood.com’da anlatacağım.