Serin bir mayıs akşamüstü…
İnsanın canı sıkkın olsa da gereksiz şeyleri düşünüp saçmalasa da bir sıcak akşam yemeği insanın kan akışını bile değiştirebiliyor.
Değersiz olana neden bu kadar kafa yorulur? Neden herkese değer vermeye çalışılır, hem de hak etmiyorsa! Bazen kötü olmak gerekiyor, istiyorum da aslında. Neyse…
Aşçının güncesine geri dönelim, bugün arabada giderken, etraftaki bütün süpermarketlerin sebze meyve yerlerin dış alanlara taşındığını gözlemledim. Bana ilginç gelen ise, insanlarda bir açlıktan çıkmışçasına yiyeceklere saldırma, hatta birbirlerini itip kakma mevcuttu. İnsanların hırsını anlamak da mümkün değil. Hatta marketlerde size gelip güm diye arabasıyla çarpan, yolu tıkayan, sizi ittirip kakmaya çalışan, önünüze geçen…
Neden bu stres mevcut? Maçlardaki sinir, kavga, silahların patlaması toplumsal cinnetin eşiğinde olduğumuzu mu gösteriyor yoksa?
Hoşgörü nereye gitti, ya nezaket?
Hem neden bizden değişik giyinen, kırsal yerden gelmiş insanlara, köylülere garip bakıyoruz?
Neden yargılıyoruz, neden yargılanıyoruz?
İnsanlığımızı unutmayalım.