Sekize gelirken saat uyandığımda rüzgarın sesi beni çok mutlu etti…
Sonunda çok bunaltıcı bir Cumartesi gününden kurtulmuştuk.
Massai örtümüzü, kitaplarımızı ve minik laptopu ve kahvemizi alıp sahile yöneldik.
Ve haftasonu ne kadar kalabalık ve pis olabileceğini unutmuştum.
Seçtiğimiz yerde yürüyüş yapanlar ve paten kayanlar, köpek gezdirenler, koşanlar vardı.
Halbuki biraz ileride bir sürü hali vakti yerinde olmayan aile denize giriyor ve piknik yapıyordu. Olsun yapsın, olsun yüzsün. Deniz ve yeşillik herkesin hakkı. Keşke temiz kullansa herkes bu ortak alanları!
O zaman kusursuz bir dünyada yaşıyor olurduk.
Kahvemin sonu gelmeye başlarken bugün havanın créme patisserie yapmak için çok uygun olduğunu ve minik kedi dillerinin de Maraschino içinde pek mutlu olacaklarını düşündüm.
ufak tasma şıngırtıları, bisiklet sesleri, yaprak, rüzgar, deniz…