sarmadan dostluklar doğuyor. daha detaylı anlatacığım sonra. şimdi gelelim taze sarımsaklı ciğere.
beşiktaş pazarından aldığım iki demet taze sarımsaktan beş adet, pangaltı gökçe’den aldığım yarım kilo büyük küp doğranmış kuzu ciğeri, bir avuç kıyılmış kişniş, zeytinyağı, maldon, taze çekilmiş karabiber, bir lodge döküm tava, sızma zeytinyağı. bu kadar.
tavayı ısıtırken ciğerleri kağıt havluya alıp kuruladım, kalan pıhtıları temizledim. tava ısınınca, ciğerleri atıp bekledim, hemen karıştırmadım, bir tarafları pişiverdi, zaten değer değmez pişti ya. döküm tavada pişirmek kolaydır zaten bir yüzeyi pişen et, veya ne pişiriyorsanız tavadan kendini salıverir, çevirme zamanı gelmiştir.
ciğerler pişmeye yakın, ince doğradığım sarımsakları attım tavaya, bir iki daha çevirip, emayelerimden birine alıverdim, üzerine bir avuç kişniş, maldon, zeytinyağı, taze çekilmiş karabiber! kişniş ciğere çok yakıştı, taze sarımsağın yakışmayacağı şey yok zaten. ama yanına ne istedi biliyor musunuz, domates salsa! domates zamanı bir daha yaparım artık!
aşçının ilkbahar notu: cemre düştü, takvim martı gösteriyor ama daha canım enginar, bakla istemiyor. sanırım cumartesi günü kendimi selçuk’ta bulunca, ıldırı’da enginar tarlasını gezerken ben de ilkbahara geçiş yapmış olacağım. bir ege kokusu alayım da!