Her mutfağın kahramanıdır onlar. Bıçaklarla birlikte. Özenle hazırladığınız yemeğin ateş ile buluşmasıdır. Son dokunuştur.
İyi bir tencere ve iyi bir tava gerek. Her mutfağa. Bıçak ise başka hikaye.
Bileğimizin ve kolumuzun kuvvetine güveneceğiz burada.
Çelik için, altı kalın olacak tencerelerimizin. Materyalleri kaliteli olmalı, stainless steel dediğimiz paslanmaz çelik 18/10 olmalı, muhakkak alt katmanı minimum 2 tabaka, olursa 3 tabaka olmalı. Eklemeli değil kendinden kalın benim tercihim.
Dışı bakır, içi paslanmaz çelik için, Mauveil tercihim. Özellikle stock-sos yaparken beni en iyi anlayan tavalarım ve tencerelerim. Pastacılık ile uğraşanların da en çok tercih ettiği alışımlardan bir olduğunu söylemem gerek. Çikolata veya şekerle uğraşanlar beni anlayacaktır.
Et mi pişireceğiz. O zaman gelelim döküm tavaya. Demir döküm tava. Türkiye’de çok marka bulunamıyor ama Aga‘nınkileri yıllardır memnuniyetle kullanıyorum. Eskiden Staub marka satan biryer vardı ama yok artık. Önemli olan kaliteli demirden ve bilinen bir marka almanız, Çin malından uzak durun.
Tencere bitmez, bir de canım Le Creuset var. O da döküm demir ama içi sırlı olduğundan birçok yemeği daha verimli, hızlı pişiriyorsunuz.
Hepsi ağırlar. Söylemedi demeyin. Benim için vazgeçilmez yerleri var mutfağımda. Teflon yazmadım, kullandığımı söyleyemem. Mauveil tava’da bir gün en sevdiğiniz sucuklu veya küflü peynirli yumurtayı yaparsanız, geri dönüşü olmayacağını anlarsınız.
Bir de, bunlar özen gerektiren, yıllarca kullanılabilecek tencereler, elde yıkanmalılar. Bulaşık makinesinde değil. Döküm tavalar suyla yıkanmıyor, onları ise tuz ve yağ ile temizliyorsunuz. Bunu da daha sonra tarif edeceğim.
aşçının notu: bu yaz eski bi yazı, şimdi döküm markası olarak bir de yerli üretim Hecha eklendi mutfağıma, sonraki yazıda var. ve artık Staub’da bulunuyor. nisan, 2011