yaz barbunyası diye bir durum var evde. salçasız, bol sarımsaklı… istanbul’a yeni döndüm ve dolap boş, tezgahlarda barbunya, fazla düşünmeye gerek kalmadı. bir kilo barbunyanın canı ne ki diye hemen ayıklayıverdim. 22cm le creuset iş görecekti. 1 soğan, kalmış minik domatesleri, iki biberi iri iri doğradım, bir sürü diş sarımsak da file oldu, bir tane cin biber de incecik kıyıldı, bol zeytinyağı derken…
altta soğan, domatesin birazı, sarımsak ve biberlerin hepsini, üzerine barbunyayı, en üste geri kalan domatesleri koyup, boool zeytinyağı, altını azıcık açıp, kapağı kapattım. sular salındı, tıngırdadı, sonra üzerine biraz daha su ekledim, tuz kontrolü, üstü bir iki minik dal fesleğen de, süs fesleğeni, koyup 1 çay kaşığı gibi bir miktar şeker de serptim, kapak kapandı, tıngırdama devam.
helmelenince pişmişti zaten! taze bu, pişer hemen! tencerede soğutmadım, zira benim tencereler de soğumaz, ancak pişmeye devam eder, hemen bir kaba aldım ve üzerine bir iki dal daha fesleğen kestim saksıdan.
tadı mı, şahane, nasıl olacaktı ya?! uzun bir tat bırakıyor ağızda, cin biber çok arkadan ben de varım diyor, yuvarlak ama, sarımsak da herzaman çok yakışmıştır barbunyaya!
aşçının güncesi: yeni okumaya başlayanlara, beni tanımayanlara aşçının zeytinyağı notu: bu sayfadaki tüm zeytinyağları sızmadır. değişik bölgelerden, değişik asiditelikte yağlar ile yemek pişer benim evimde.